Sağlıksız beslenme nedeniyle oluşan sağlık sorunları insanlığın en kadim sorunlarından birisidir. Çünkü çoğu hastalıklar bilinçsiz ve sağlıksız beslenmekten oluşur. Ayrıca bedenin ve ahlâkın değişmesinde en güçlü etkenlerden birisi de hiç şüphesiz gıdalardır. Bu bağlamda hafif bedenli kişiler daha sağlıklı, daha çevik kişilerdir. İslâm’a göre, yemek yemenin amacı sağlıklı yaşam içindir, keyif ve zevklenmek için değildir. İslâm hukukuna göre, kişinin ölmeyecek kadar beslenmesi farz, güçlenmek için doyuncaya kadar beslenmesi mubah yani serbest, bundan fazlasını yiyip içmesi ise haramdır. Çünkü aşırı beslenmek sanki kötü kadere rıza göstermek demektir. Hadis metinlerinde mide insanoğlunun doldurabilecek olduğu en kötü kap olarak tanımlanmıştır. Bu bağlamda sağlıklı bir yaşam için mide yemek, su ve boşluk için üç eşit kısma bölünmelidir. Hz. Peygamber’in (s.a.v.) ümmeti hakkında en çok korktuğu şeylerden birisi de şüphesiz şişmanlık yani obezite sorunudur. Hz. Ayşe’ye (r.a.) göre de peygamberlerden sonra bu ümmete musallat olan ilk belâ aşırı tokluk belâsıdır. Kur’ân-ı Kerîm tüketilmesi haram olan gıdalardan başka, “Yiyiniz, içiniz fakat israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.” âyeti ile Sünnet ise, çeşitli besinlerin tüketilmesini önermiş, aşırı tokluğu yasaklamış ve kişinin her istediğini yemesini israf kabul ederek sağlıklı beslenmenin esaslarını koymuştur. İşte bu tebliğin konusu, İslâm hukukuna göre, sağlıklı beslenmenin ölçütü; temiz olan gıdaların tüketilmesi, aşırı tokluktan ve aşırı beslenmekten kaçınmak, ekşimiş, yanmış, kokmuş, bozulmuş, küflenmiş gıdaları tüketmekten sakınmak, çeşitli gıdalarla beslenmek, aşırı sıcak ve aşırı soğuk olan yemekten sakınmak ve obezite sorunudur.
Anahtar Kelimeler: İslâm Hukuku, Sağlıklı Beslenme, Obezite.
|
