Tüm canlılarda olduğu gibi insanlarda yaşamlarını sürdürebilmek için beslenmeye ihtiyaç duyarlar. Beslenme karmaşık bir yapıya sahiptir. İnsanlık tarihinde ve tarih öncesi dönemlerde yiyecek aramanın temel amacı açlıktan korunarak enerji homeostazının sağlanmasıdır Fizyolojik bir gereksinim olmayan yani homeostatik açlığın sebep olmadığı açlığa hedonik açlık denir. Besinin lezzetli olması fizyolojik açıdan bağımsız olarak ödül mekanizmaları sayesinde iştahı canlandırabilmekte ve bu da obezite ve tıkanırcasına yeme bozukluğuna katkı sağlamaktadır. Enerji gereksiniminin olmadığı durumlarda besin alımına yönelik istek olan hedonik açlık; lezzet, görüntü, koku gibi duyulardan etkilenmektedir. Web 2.0 teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte internet daha çok hayatımıza girmiş, günlük yaşantımızın yanında yeme düzenimizde de değişiklikler gözlenmiştir. Sosyal medya da bu değişimlerden birisidir. Instagram, Facebook, Youtube, Twitter ve TikTok kullanımının yaygınlaşmasıyla birçok değişikliği de günlük yaşantımız içerisine dahil etmiştir. Herkese yer bulan sosyal medya, kullanıcıların kendi kanallarına sahip olmalarını ve interaktif bir biçimde iletişimde olmalarına olanak sağlamıştır. Çeşitli uygulamalarla fotoğraf ve videolara yapılan değişiklikler insanların beden algısı üzerinde değişikliklere sebep olmuştur. Sosyal medyanın beden algısı birçok genç birey üzerinde beden kaygısına sebep olarak düzensiz yeme ve vücutlarından memnuniyetsizliği ortaya çıkarmıştır Güzellik anlayışı ve her yapılanın paylaşılması diğer kişilerde hedonik açlığı tetikleyerek yeme bozukluklarıyla beraber obezite ve diyabet hastalıklarına sebep olabilmektedir. Bu çalışma sosyal medyanın hedonik açlık üzerine etkisini incelemek üzere derlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Beslenme, Hedonik Açlık, Sosyal Medya
|
