SUBMISSIONS

SUBMISSION DETAIL

Deniz MIHÇIOÐLU
 


Keywords:



METABOLÝK SENDROMUN BÝYOLOJÝSÝ
 
Metabolik sendrom, 20. yüzyýlýn sonlarýnda “Sendrom X” olarak tanýmlanmýþ bir kavramdýr ve farmakolojik geliþmelere raðmen, önde gelen küresel halk saðlýðý sorunlarýndan biridir. Metabolik sendrom tek baþýna bir hastalýk deðildir, beraberinde ortaya çýkan ve kardiyovasküler hastalýk riskini de artýran týbbi durumlarýn toplamý olarak deðerlendirilmektedir. Bu týbbi durumlar, dislipidemi, hipertansiyon, abdominal obezite, insülin direnci olarak sýralanmaktadýr. Bu hastalýklarýn yaný sýra obez bireylerde sýklýkla görülen abdominal yaðlanma artýþý ve insülin direnci de metabolik sendrom kriterlerinin ana unsurlarýndan biridir. Abdominal obezite, metabolik sendromun en önemli bileþenidir. Dolayýsýyla metabolik sendromlu bireylerde de obez bireylerde görülen birçok patolojik durum gözlenmektedir. Diyabet, kalp hastalýðý, hipertansiyon ve kanser obeziteye eþlik eden kronik hastalýklardandýr. Diyet ve yaþam tarzý gibi çevresel faktörler ile bireyin genetik ve epigenetik yapýsý arasýndaki karmaþýk etkileþimlerin, metabolik sendromun patofizyolojisinden sorumlu olabileceði bildirilmektedir. Epidemiyolojik çalýþmalar, özellikle yetiþkinlerde intrauterin beslenme, doðum sonrasý beslenme modelleri ve büyüme ve metabolik sendrom arasýnda güçlü bir iliþki olduðunu göstermiþtir. Geliþimsel programlamanýn yaný sýra, sirkadyen ritim, oksidatif stres ve mikrobiyotanýn da metabolik sendromun geliþimi ile ilgili olabileceði bildirilmiþtir. Sonuç olarak, metabolik sendrom giderek artan uluslararasý yaygýn bir morbidite ve mortalite nedenidir ve birçok olasý patofizyolojik mekanizmanýn yaný sýra birçok risk faktörü ile baðlantýlýdýr. Metabolik sendrom multifaktöriyel bir hastalýk olsa da düzenli egzersiz ve dengeli beslenme ile bu durumdan korunmak mümkün olabilmektedir.

Anahtar Kelimeler: Metabolik Sendrom, insülin direnci, intrauterin yaþam