Amaç: Metabolik sendrom (MetS), kardiyovasküler hastalıkların oluşumunda etkili olan ve aynı etyopatogeneze sahip oldukları düşünülen farklı risk faktörlerinin birlikte yer alması durumudur. Obezite, insülin direnci, hipertansiyon, diyabet, aterojenik dislipidemi ve endotel disfonksiyon metabolik sendromun bileşenleri arasında yer almaktadır. Bu çalışmanın amacı metebolik sendrom durumu ile diyet kalitesi ve depresyon durumunun ilişkisinin değerlendirilmesidir.
Yöntem: Bu çalışma, Sincan İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı Sincan Sağlıklı Hayat Merkezi diyet polikliniğine doktor tarafından yönlendirilen 18-50 yaş arası 176 kadın (88 MetS olgusu, 88 MetS olmayan) gönüllü ile yürütülmüştür. Çalışmaya katılan bireylerin; genel bilgileri, 3 günlük besin tüketim kayıtları, CES-depresyon ölçeği, antropometrik ölçümleri, biyokimyasal bulguları değerlendirilmiştir. Diyet kalitesinin değerlendirilmesinde Healthy Eating İndex (HEİ)-2015 kullanılmıştır.
Bulgular: Bireylerin yaş ortalaması (38,2±9,3) yıl olarak hesaplanmıştır. Bireylerin ortalama diyet kalitesi puanları, metabolik sendrom durumuna göre farklı bulunmamıştır (p>0,050). Metabolik sendromu olanların CES depresyon puanları ortalaması (21,64±14,8) (orta dereceli depresyon) iken olmayanların ortalaması (17,09±12,0) (hafif dereceli depresyon) olup gruplar arası fark istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (p<0.05). Ayrıca metabolik sendromlu bireylerde; vücut ağırlığı, beden kütle indeksi, bel çevresi, bel-boy oranı, boyun çevresi, vücut yağ yüzdesi, vücut yağ kütlesi metabolik sendromu olmayan bireylere göre istatistiksel olarak daha yüksek bulunmuştur (p<0.05). Sonuç olarak, metabolik sendromu olan bireylerde beslenme durumu ve hastanın psikolojik durumunun da değerlendirilmesi tedavinin seyrini olumlu yönde etkileyecektir.
Anahtar Kelimeler: metabolik sendrom, diyet kalitesi, depresyon
|
