Non alkolik yağlı karaciğer hastalığı (NAFLD) tüm dünyada giderek artan majör bir halk sağlığı problemidir. Gelişmiş toplumlarda hepatit B virüsü için immünizasyonun arttırılması ve hepatit C virüsü için kür sağlayan yeni antiviral tedavilerin kullanıma girmesiyle günümüzde NAFLD artık, kronik karaciğer hastalığı ve hepatoselüler karsinomun (HCC) en sık nedeni olarak anılmaya başlamıştır. Nonalkolik steatohepatit (NASH) ise, NAFLD’ın histolojik olarak daha agresif olan bir alt grubu olup daha sık fibrozis ve siroz gelişimi ile ilişkilidir. Genel popülasyon da NAFLD prevelansının %25 ve NASH prevelansının %3-5 arasında olduğu bilinmektedir.
NAFLD patogenezi henüz tam olarak anlaşılamamıştır. En sık kabul edilen görüş; ‘multiple-hit’ hipotezidir. İlk vuruş; hepatosite lipid akışıdır. Artan lipid uptake, serbest yağ asidi üretiminde artma ve de novo lipogenez artışı ile karaciğer oksidatif strese ve lipid peroksidasyonuna duyarlı hale gelir. Mitokondriyal disfonksiyon gelişmesiyle ikinci vuruş da gerçekleşir ve süreç hepatosit hasarı, inflamasyon ve fibrozis ile sonuçlanır. NAFLD hastalarının çoğunluğu kilolu ya da obez olmakla birlikte; lean NAFLD’ olarak tanımlanan bir alt grupta vücut kitle indeksi (BMI) normal olan hastaların da olması; patogenezde insülin rezistansı, dislipidemi ve obezite dışında barsak disbiyozisi gibi faktörlerin de olduğunu düşündürmektedir.
NAFLD tedavisinde bilinen en etkin tedavi yaşam tarzı değişiklikleri ve kilo kaybıdır. Hedefe yönelik tedaviler; patogenezdeki lipid metabolizması, inflamasyon, fibrozis ve barsak mikrobiyatasına odaklanmıştır. Bugün için NAFLD için kabul edilen farmakolojik bir tedavi mevcut değildir. Medikal tedavi de antiobezite ve antidiyabetik ilaçlar, antilipidemik ilaçlar, Farnesoid X receptor agonistleri, E vitamini ve immun modülatörler denenmektedir.
Anahtar Kelimeler: Non alkolik steatohepatit, Non alkolik yağlı karaciğer hastalığı, Obezite, Siroz
|
