Öz: Ketojenik diyet son yıllarda sağlığı faydalı etkileri ve kısa sürede kilo kaybı sağlaması nedeniyle
popüler hale gelmiştir. ilk olarak 1920’li yıllarda epilepsi hastalarının geçirdiği nöbetleri engellemek
amacıyla geliştirilmiştir. Düşük karbonhidrat ve yüksek yağı içeren bir diyet modelidir. Vücudun
enerji olarak yağları kullanması ve sonucunda kandaki keton seviyesinin artması hedeflenmektedir.
Günümüzde ketojenik diyetin kesin bir tanımlaması yoktur. Vücutta keton seviyesini artıran diyet
türleri ketojenik diyet olarak sınıflandırılabilmektedir. Klasik bir ketojenik diyet %90 yağ, %8 protein
ve %2 karbonhidrat içermektedir. Kısa zincirli yağ asitlerinden (MCT) zengin bir ketojenik diyet ve
Modifiye Atkins diyeti (MAD) vücutta yine keton seviyesini artırmaktadır. Ketojenik diyet epilepsi
tedavisinde kullanılmak üzere geliştirilmiş olsa da günümüzde başka kullanım alanları da mevcuttur.
Obezite tedavisinde, diyabetli bireylerde, kanser tedavisinde ve sporcuların performansını
iyileştirmede kullanılmaktadır. Son yapılan araştırmalarda bağırsak mikrobiyotasının insan sağlığı
üzerinde birçok faktörde temel rol oynadığı kanıtlanmıştır. Bu nedenle besinlerin, uygulanan
diyetlerin bağırsak mikrobiyotası üzerindeki etkilerine yoğunlaşılmıştır. Ketojenik diyetin sağlığa
faydalı etkileri bilinmekte ancak mikrobiyota üzerindeki etkisi hala tam anlaşılamamıştır. Bu alanda
çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Ketojenik diyetin bağırsak mikrobiyotası üzerindeki mikroorganizma
sayısında ve çeşitliliğinde azalma etkisi yarattığı saptanmıştır. Bazı çalışmalar mikrobiyota üzerinde
olumlu sonuçlar sunarken bazı çalışmalar kısıtlı karbonhidrat tüketiminden kaynaklı yararlı
bakterilerin yoğunluğunun azaldığına işaret etmektedir. Tüm bu özellikler ve sonuçlar göz önüne
alındığında ketojenik diyetin bağırsak mikrobiyotası üzerindeki etkileri daha fazla araştırılmalı ve
diyet bileşimi iyi formüle edilmelidir. (ORCID ID: 0000-0003-2315-4697)
Anahtar Kelimeler: Ketojenik Diyet, Mikrobiyota, Mikroorganizma, Kilo Kaybı
|