Meme kanseri, ölüme yol açabilen dünya çapında en yaygın kanserlerden biri olarak kabul edilmektedir. Kanser teşhisi konan bireylerde en önde gelen tedavi yöntemi kemoterapidir. Ancak ilaç direnci, sağlıklı hücrelerin hedefe dahil olması ve olası yan etkiler nedeniyle alternatif tedavi seçeneklerine ihtiyaç duyulmaktadır. Kemoterapötik tedavi yanıtını, hasta sağ kalım oranını ve yaşam kalitesini iyileştirmek adına doğal bileşikler ve onların aktif metabolitlerine olan ilgi büyüktür. Bunlardan biri meme kanseri ile ilişkisi en çok çalışılan gıdalardan biri olan keten tohumudur (FS). FS, yüksek miktarda lif, lignan ve önemli bir omega-3 yağ asidi türü olan α-linolenik asit (ALA) içermesinden dolayı besin değeri oldukça yüksek fonksiyonel bir gıdadır. FS’deki baskın lignan, tohumun lignan içeriğinin yaklaşık %95’ini oluşturan secoisolariciresinol diglukosit (SDG)’tir. SDG’nin oral olarak alımından sonra kolondaki bakteriler bu lignanı memeli lignanları enterolaktona (ENL) ve enterodiol (END)’e dönüştürürler. ENL ve END yapısal olarak östrojene benzedikleri için antiöstrojenik olarak çalışırlar ve hücrenin reseptör bölgesine bağlanarak östrojen molekülü-reseptör arasındaki etkileşimi bloke etmek suretiyle kanser hücresi gelişimini engelleyebilirler. Farklı in vitro/in vivo ve klinik çalışmalar, FS bileşenlerinin meme kanseri ilerlemesini durdurma veya azaltmada tek başına veya ilaçlarla kombine olarak faydalı etkiler sergilediğini kanıtlamıştır. FS’nin kemoterapötiklerin varlığında ve yokluğunda habis hücrelerle nasıl etkileşime girdiğini anlayabilmek kanser hücrelerine karşı minumum yan etkiye sebep olabilecek bir antikanser ilacı veya ilaç kombinasyonu geliştirmek adına umut teşkil etmektedir ve bu anlamda potansiyel faydaları geliştirecek daha ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.
Anahtar Kelimeler: Kemoterapi, Keten tohumu, Lignan, Meme kanseri, SDG.
|
