Haşhimoto tiroidi (HT), serum tiroid antikorlarının artması özellikle tiroid peroksidaz antikorlarının (TPOAb) ve tiroglobulin antikorlarının (TgAb) varlığı ile karakterize otoimmün bir hastalıktır, ince iğne aspirasyon biyopsi bulgularının varlığı ile tanımlanmaktadır. Otoimmün tahribat ve besin işlevinin bozulması ile karakterize olan haşhimoto hastalığı hipotirodizmin görülen en yaygın şeklidir. Günümüzde hastalığı iyileştirecek kesin bir tedavi şekli bulunmamakta ve dünyada görülme sıklığı giderek artmaktadır. İnsidansı kadınlarda daha fazla olup 1000’de 3,5, erkeklerde ise 1000’de 0,8 olarak saptanmıştır. Obezlerde, tiroid otoimmün hastalıklarının prevalansının %8-29 arasında olduğu bildirilmiştir. Tiroid hormonlarının, obezite ve obezitenin metabolik olarak etkisi düşük dereceli kronik inflamatuar yanıt ile ilişkilendirilmektedir. TSH salınımının artmasından yüksek leptin düzeyi sorumludur, adiposit proliferasyonu TSH reseptörlerinin seviyelerini etkilemektedir. Hastalarda gastrointestinal sitem bozuklukları, gluten hassasiyeti, laktoz intoleransı ve D vitamini yetersizliği görülebilmektedir. Ayrıca hastaların selenyum ve iyot alımının artması ile antikor düzeylerinde iyileşme olduğu saptanmıştır. Hastalar için uygun besin öğelerini içeren diyetler, olası besin duyarlılıkları için eliminasyon diyetleri tedavide umut verici olarak görünmektedir. İştahsızlık ve besin alımındaki azalmaya karşın bazal metabolizma hızında azalmanın ve adipoz dokunun artışına metabolik yönelimin olması, ağırlık yönetimi için uygun enerji alımının düzenlenmesi ve iyot tutulumuna neden olan besin öğelerinin diyetten çıkarılması önemlidir. Hastalarda glutensiz, laktozsuz, sükroz oranı azaltılmış ya da selenyum içeriği artırılmış diyetler ağırlık kaybında etkilidir.
Anahtar Kelimeler: Beslenme, haşhimoto, otoimmün hasar, tiroid bezi
|