Anne sütü, yenidoğan ve bebeklerin optimal büyüme ve gelişiminin sağlanması için gereksinim duydukları enerji ve tüm besin ögelerini karşılayan tek besindir. Bunun yanında anne sütünde, bebeği enfeksiyöz ajanlara ve antijenlere karşı koruma sağlayan; aynı zamanda bebeğin immün sistemi, organ gelişimi ve sağlıklı mikrobiyal kolonizasyonuna katkıda bulunan çok sayıda spesifik ve spesifik olmayan biyoaktif bileşenler de bulunmaktadır. Anne sütü, immünomodülasyon sağlayan bilinen en zengin kaynak olmakla birlikte laktasyonun her aşamasında anne sütünün besin ögesi bileşimi ve immünolojik olarak aktif bileşen içeriği değişiklik gösterebilmektedir. Doğma eylemiyle birlikte yenidoğanlar rahimdeki steril ortamdan ayrılıp, daha geniş ve birçok patojen mikroorganizmanın bulunduğu ortama geçiş yapmaktadır. Fetal yaşam ve yaşamın ilk aylarındaki dönemde immünolojik olgunlaşma, anneden bebeğe anne sütü ile immünoglobülinler, oligosakkaritler, laktoferrin, aktif lökositler, yağ asitleri, lizozim ve laktoperoksidaz gibi enzimler, sitokinler, hormonlar, büyüme faktörleri, biyoaktif peptidler ve nükleotidler gibi canlı hücreler ve biyolojik olarak aktif bileşenlerin geçişiyle sağlanmaktadır. Anne sütünde bulunan Bifidobacterium türleri gibi yararlı organizmalar, anne sütü oligosakkaritlerinin gastrointestinal sistemdeki temel kullanıcıları olup anne sütü ile beslenen bebeklerin mikrobiyotası ile genel sağlığının devamında önemli rol oynar. Dolayısıyla anne sütü oligosakkaritleri ve mikrobiyotası, bebeğin bağırsak mikrobiyotasını ve dolayısıyla immün sisteminin gelişimini etkileyebilmektedir. Tüm bu özellikleri sayesinde anne sütü ile beslenmenin, yenidoğanın bağırsak mikrobiyotası ve immün sistemini güçlendirdiği, yaşamın ilerleyen dönemlerinde ise alerjik ve otoimmün hastalıklara karşı koruyucu etkiler sağladığı bildirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Anne Sütü, İmmün Sistem, Mikrobiyota
|
